Ana içeriğe atla

Uluslararası Ceza Mahkemesi (International Criminal Court)

Uluslararası Ceza Mahkemesi
A. Uluslararası Ceza Mahkemesinin ilk türleri: Nürnberg ve Tokyo Mahkemeleri.
 1)Bu mahkemelerden önce 1919 Versay Anlaşması gereği I Dünya Savaşını kaybeden Almanya’nın yargılanması öngörülse de Alman İmparatorunun Hollanda’ya sığınmasından dolayı bu gerçekleşmemiştir.
2)Buna benzer başka bir durum ise Sevr anlaşması gereği Türkiye’nin yargılanması öngörülmüş ama Lozan anlaşması gereği ve Kurtuluş Savaşının kazanılmasından dolayı gerçekleşmemiştir.
Özellikleri:
a)      Savaşı kazanan devletlerin menfaat ve çıkarlarını korumaktaydı
b)      Kanunilik ve tabii hakim ilkelerini ihlal etmekteydiler. Yargı yetkisine tabi olan suçların tanımı yapılmamıştır. Bunun beraberinde sadece savaşı kazanan devletler savaşı kaybeden devletleri yargılamaktaydılar
c)       3 suç tipini yargılama yetkisine almışlardır: Barış suçları, Savaş suçları, İnsanlığa Karşı Suçlar
d)      Suçların hukuki dayanağının ‘opinio juris – yani uluslararası teamül hukukuna dayandığını belirtmişlerdir. Ancak söylemek gerekir ki, teamül hukukunun uygulanması için bu uzun süre devletler tarafından uygulanmalıdır. Gerçekte o devirde bu yoktu. Bunun beraberinde ceza hukukunda emir ve yasak yaptırımları kaynağını önceden kabul edilen kanunlardan ve uluslararası sözleşmelerden alır.
B. Ad hoc mahkemeleri: Birleşmiş Milletler tarafından 2 maksatla yaratılmıştır:
a)devletlerarası çatışmalar sonucunda soykırım ve insanlığa karşı suçların önlenmesi için
b)iç çatışmalar sonucu soykırım ve insanlığa karşı suçların önlenmesi için
İlk örnekleri: Ruanda ve Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemeleri
Eski Yugoslavya Ceza Mahkemesi:
Kurulma sebebi: Eski Yugoslavya Topraklarında gerçekleşen ve insan haklarını ağır şekilde ihlal eden o devrin iktidar sahiplerini (Slobdan Miloşeviç) yargılamak
Kim tarafından kurulup: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 1993, 824 numaralı karar
Mahkemenin statüsüne göre 4 suça göre yargılama yapıla bilmekteydi:
a)1949 Cenevre Sözleşmesi gereği: Kasten öldürme, biyolojik deneyler, insanlık dışı muamele, işkence, kasten büyük acı çektirme, bilerek beden ve sağlığa zarar vermek fiiller
b)Savaş hukuku veya teamüllerinin ihlali. Yani: Savaş suçları:
1. Zehirli gazın kullanılması
2.Gereksiz acı vermeye yönelik silahların kullanılması
3.Savunmasız köy, kasaba gibi yerlerin bombalanması gibi eylemler
c) Soykırım suçları: Verilen Tanımı:
1.Etnik veya dini grubu, ulusu, ırkı tamamen veya kısmen ortadan kaldırmak amacıyla:
a)Grubun üyelerine yönelik kasten öldürme
b)Grubun üyelerine yönelik fiziki veya psikolojik ciddi zarar verme
c)Doğumları engelleme
d)Çocukları başka bir gruba aktarma
Nürnberg ve Tokyo Mahkemelerinde bu suç insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmiştir.
4.İnsanlığa Karşı Suçlar: Uluslararası veya ülke içerisindeki çatışmalarda:
a) Sivil halka karşı öldürme
b)Sivil halka karşı köleleştirme
c)Sivil halkı toplu olarak ortadan kaldırma
d)Sivil halka karşı cinsel saldırı
Mahkemenin statüsündeki önemli noktalardan biri: Hiç kimsenin aynı fiilden dolayı uluslararası ceza mahkemelerinden yargılanmasından dolayı ulusal mahkemelerde yargılamamasıdır. (non bis in deim). Ulusal Mahkemelerde yargılanan kişiler aşağıdaki şartlar oluştuğundan yeniden ayni fiillerden dolayı uluslararası ceza mahkemelerinde yargılana bilirler:
a)Ulusal mahkemeler bu suçları sıradan suçlar olarak nitelendirmekteyse
b)Ulusal Mahkemeler bağımsız değillerse
c)Yargılama kişinin uluslararası ceza mahkemesinde yargılanmasını ortadan kaldırmaktaysa
d)dava özenli bir şekilde kovuşturulmamışsa
Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi:
Kurulma amacı: 1 Ocak 1994 ve 31 Aralık 1994 tarihlerinde Ruanda topraklarında Hutular, Tutsiler, Ruanda’ya komşu ülkelerde Ruanda vatandaşları tarafından yapılan soykırım fiillerinin kovuşturulması ve soruşturulması için
Kurulma tarihi: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 1994, 955 numaralı karar
Üç suç tipine yer verilmiştir:
a)Soykırım
b)İnsanlığa karşı suçlar
c)Savaş suçları düzenlenmemiştir.
1998 Roma Statüsü ve Uluslararası Ceza Mahkemesi
Geçici veya sürekli nitelik taşıyan uluslararası ceza mahkemelerinin kurulma nedenleri: Devletlerin ulusal yargı makamlarının tarafsız, eşit ve dürüst yargılama yapa bilmediklerinden kaynaklanır. Bu mahkemeler ülkelerin yargı bağımsızlığını bozduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. Mahkemeler suç olarak nitelendirilen fiillerin işlenmesinden sonra kurulduklarından dolayı tabii hâkim güvencesine aykırı görülmüştür. Mahkemeler savaşı kazanan devletler tarafından kurulduğundan bu mahkemelerin bağımsız olduğu eleştirilmiştir ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği öngörülmüştür.
Uluslararası Ceza Mahkemesi bağımsız, sürekli, adil şekilde yargılama yapa bilen bir mahkemedir. Mahkeme 1998 yılında imzalan Roma Statüsüne ilişkin iş prosedürünü belirlemiş ve 2002 tarihinden itibaren Lahey (Hollanda) fiilen faaliyete başlamıştır.  Bu mahkemenin yargı yetkisini tanımayan birçok devletler var. Farklı nedenler var:
a)Uluslararası bağımsız bir yargı gücünü kabullenmemek,
b)Statünün bazı hükümlerinden rahatsız olan
c)Cezalandırma yetkisini başkasına taviz vermeyen
Mahkemenin yargı yetkisine giren suçlar:
a) Soykırım suçu
b)İnsanlığa karşı suçlar
c)Savaş suçları
d)Saldırı suçları
Statünü imzalayan ve iç hukuklarında tanıyan devletler bakımından Divanın yargı yetkisi geçerlidir. Bu yetkisini kullana bilmek için:
a)Suç mağdurlarını göz ardı ederse
b)İç hukuka açıkça aykırı davranılarak yargılanırsa
c)Sanıkların korunması tespit edildiği anda
Bu bakımdan Divan doğrudan değil, dolaylı olarak müdahale ede bilme imkânına sahiptir.
Statünün bir başka yargılama yetkisi ise aşağıdaki gibidir:
a)Bir devletin toprakları içerisinde ülke kuvvetleri ile organize silahlı gruplar arasındaki çatışma durumları
b)Bir ülke topraklarında organize silahlı kuvvetlerin kendi aralarındaki uzun süreli çatışmalar
Mahkeme yargılama yetkisi kapsamında aşağıdaki organlar görev yapmaktadır:
a)Soruşturma aşamasında: Savcılık Makamı ve Ön Yargılama Bürosu
b)Kovuşturma aşamasında: Yargılama Bürosu
c)Hukukilik Denetimi zamanı: Temyiz Bürosu
Statünün tatbiki ve Divanın yargı yetkisini kullana bilmesi için:
a)      Statü yürürlüğe girdikten sonra işlenen suçlar bakımından yargılama yetkisi verir. Bir devlet Statüye tarafsa Statüye taraf olduktan sonra iddia olunan suçlar bakımından yargılana bilir. Bunun beraberinde Devletler sunacağı yazı bir beyanla da Divanın yargı yetkisini tanıya bilir. Bu zaman da sadece Statünün kabulünden sonraki fiiller bakımından yargılama mümkündür.
b)      Mahkeme sadece saldırı, soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları bakımından yargılama yetkisine sahiptir.
c)       Uluslararası hukuk kurallarından ve ikili dokunulmazlık sözleşmelerinden kaynaklanan yargı muafiyeti olmamalıdır. Dokunulmazlık imkanı varsa Statünün 98.maddesinden yararlana bilerek Mahkemenin yargı yetkisine girmemektedir.
Mahkemede görülecek bir davayı açma ve yürütme yetkisine sahiptir: Mahkeme Savcısı
Savcının bunu yapa bilmesi için:
a)Taraf devletlerden birisi Savcılık Makamına başvurmalıdır
b)Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından Savcılık Makamına başvurulmalıdır
c)Savcılık Makamı kendisinin toplamış olduğu bilgiler çerçevesinde harekete geçmek
Suçlardan herhangi birisinin mağduru olan kişi veya kişi grupları soruşturma başlatma konusunda Savcılık Makamının harekete geçmesini sağlaya bilir.
Savcılık Makamı soruşturma başlatmak içim Ön Soruşturma Dairesine başvurur. Daire 2 açıdan soruşturmayı başlatmama kararı vere bilir:
a)Bilgilerin soruşturma başlatmak için yeterli dayanak olmaması
b)Belgelerin soruşturma başlatmak için yeterli kaynak olmaması
Bu zaman mağdura herhangi bir hak tanınmamıştır. Bununla beraber, Savcılık Makamı yeni vaka ve delillere ulaşırsa bu zaman yeniden soruşturma başlamak için başvuruda buluna bilir.
Statünün zamanaşımı özelliği: Statüde herhangi bir zamanaşımından söz edilemez. Öyle ki, davanın belirli bir sürede tamamlanması ve cezanın da belirli bir sürede infazı söz konusu olmaz. Bu da yargı yetkisine giren suçların öneminden kaynaklanmaktadır.
Roma Statüsünde öngörülen suçlar:
a)Soykırım
b)Savaş
c)saldırı
d)insanlık aleyhine ilişkin suçlar
Bunun beraberinde Statünün 70.maddesinde aşağıdaki suçlar da öngörülmüştür: (Kasıtlı olarak işlenirse)
a)mahkeme görevlisinin görevini yapmasını engelleme
b)Mahkeme görevlisi tarafından rüşvet talep edilmesi veya alınması
Soykırım Suçu
Soykırım suçu ilk defa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 1948 yılında kabul edilen ‘Soykırım suçunun önlenmesi ve Cezalandırılması’ Sözleşmesi ile tanımlanmıştır.
Tanımı: Ulusal, etnik, ırksal veya dinsel gruplara karşı kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak için yapılan aşağıdaki hareketler soykırım suçudur:
a)gruba mensup olanların öldürülmesi
b)Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verme
c)Grubun tamamıyla ve ya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldırmak için yaşam standartlarını kasten değiştirmek
d)grup içinde doğumları engellemek veya tedbirler görmek
e)Gruba mensup çocukları başka gruplara nakletmek
Aşağıdaki hallerde insanların öldürülmesi soykırım suçu olarak değerlendirilmez: (Meşru müdafaa, bir ülkenin içinde bulunduğu zorunluluk hali)
a)Ülkeler arasındaki savaş sırasında
b)Bir ülkede cereyan eden ayaklanma, iç karışıklık ve iç savaş halini önlemek için
c)Bir ülke ile başka bir ülke veya ülkeler arasında devam eden savaşta
Bu aşağıdaki maksatlar için yapılmalıdır:
1.       Ülkelerden birinin içinde yer alan bazı kişi veya grupların toplulukların bulundukları ülkeye karşı tutundukları düşmanca tavrı ve hareketleri önlemek için
2.       Düşman ülkeye yapılan yardımları önlemek için
3.       Özerklik ve bağımsızlık için yapılan hukuka aykırı hareketleri önlemek için
İnsanlığa karşı suçlar
Herhangi bir nüfuza karşı yaygın veya sistematik bir saldırı parçası olan aşağıdaki fiiller:
a)öldürmek (Devlet veya kurumsal politika gereği veya bunun daha da ireli götürmek amacıyla sivil topluma karşı yapılanlar)
b)toplu ortadan kaldırmak (Nüfuzun bir bölümünü yok etmek amacıyla)
1. nüfuzu yiyecek ve ilaca erişimden mahrum etmek           2. Yaşam koşullarının kasten kötüleştirmek
c)köleleştirmek
1. İnsan ticareti                  2. Bir kişi üzerinde sahiplik hakkının kullanılması (kadın ve çocuk dâhil)
d)nüfuzun sürgün edilmesi veya zorla nakli
1. İnsanların zorla yerlerinden (ikamet) edilmeleri              2. Zorlayıcı fiillerle yer değiştirmeleri
e)işkence
a. Gözaltında bulunan kişinin fiziksel veya zihinsel acı ve ıstırap çekmesine neden olmak
b. Sanığın gözetiminde bulunan kişinin fiziksel veya zihinsel acı ve ıstırap çekmesini sağlamak
f)ırza geçme, cinsel kölelik, zorla fuhuş, zorla hamile bırakma, hapsetme, benzer ağırlıklı diğer cinsel şiddet etkileri
 g)uluslararası hukukun temel kurallarını ihlal ederek, hapsetme veya fiziksel özgürlüklerden başka biçimlerde mahrum etme
h)kişilerin zorla kaybedilmesi
ı)ırk ayrımcılığı suçu (Apartheid)
i)kasıtlı olarak ciddi ıstıraplara ya da bedensel veya zihinsel veya fiziksel sağlıkta ciddi hasara neden olan benzer nitelikteki diğer insanlık dışı eylemler
j)Irksal, siyasi, ulusal, etnik, kültürel, dinsel, cinsel ve evrensel nedenlere dayalı zulüm
Statüde öngörülen suçları işleyen şahısların bunlardan sorumlu tutula bilmesi için 18 yaşını doldurmaları gerekmektedir. Şahıs 18 yıllık ömrünü geride bırakmak zorundadır. Statüde öngörülen suçlar herkes bakımından geçerlidir. Diplomatik dokunulmazlıklar dahil diğer dokunulmazlıklar da herhangi bir öneme sahip değildir.
Suçun faili devlet bakımından dokunulmazlık statüsüne sahip ola bilir. Bu zaman başka bir devlete sığına bilir. Divan failin bu dokunulmazlığının kaldırılması konusunda vatandaşı olduğu devletle razılığa gelinmeye biler. Bu zaman işbirliği gerçekleşmediğinden dolayı failin Divana teslimi mümkün değildir.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1858 Osmanlı Ceza Kanunnamesi (1858 Ottoman Penal Code)

               1.858 Ceza Kanunnamesi.                      1.1.Kabulünü gerektiren şartlar.               1839’dan 1876’ya kadar Osmanlı yönetimi tarafından eşitlik vaatlerini hayata geçirebilmek amacıyla birçok girişim – bazıları istekli, bazıları yarım ağızla, bazıları da laf olsun diye; bazıları ani, bazıları da diplomatik baskı sonucunda başlatıldı [1] . Bu girişimlerden biri de 1858 Ceza Kanunu idi. 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanınınardından batılaşma haraketlerinin artması Ceza Hukuku alanında da etkisini göstermiştir [2] . Öyle ki, 28 Şubat 1856’da ilan edilen Islahat Fermanındaki ilkelerin her dindeki vatandaşlara uygulanacağını öngörünce, batıdan bir ceza kanunun alınması gerekmiştir [3] .  Osmanlı Devleti ile Rusya arasında çıkan Kırım Savaşı’na müttefik o...

İfadenin türleri (Types of expression)

İfadenin Türleri 1.      İfadenin Türleri             İfadenin türlerini sıralamadan önce şunu belirtmemiz gerekir ki, ifade özgürlüğü bağlamında kullanılan ifadelerin içeriği tam olarak belli değildir. İfade özgürlüğünün kapsamına sanatsal, siyasal ve ticari olarak kullanılan bütün ifadeler dâhildir. Bir ifade değersiz olabilir veya toplum bakımından yararsız olabilir. Bunun ifade özgürlüğü bakımından önemi yoktur [1] .             Mahkeme içtihadında ifade özgürlüğü bakımından düşünceyi açıklamada kullanılan araç, kullanılan şekil veya içeriği herhangi fark gözetilmeksizin 10. maddenin koruması kapsamına almıştır [2] .             AİHS 10. maddesi 1. fıkrasındaki “herkes, görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir” ifadesine atıfla belirtmek gerekir ki, insanlar kendi ifadelerini dört...