DİSK/KESK
v. Türkiye kararı üzere kısa bir inceleme
Toplanma özgürlüğü herkesin,
önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkına sahip olmasın kapsar. Bu zaman uygulanacak şekil, şart ve
usuller kanunla belirlenir. Bu bakımdan aşağıdaki yerlerde toplantı ve gösteriş
yapılmaz:
1.genel yollarda
1.genel yollarda
2.parklarda
3.mabetlerde
4.kamu
hizmeti görülen bina ve tesislerde
Toplantı
ve gösteri yapma hakkının sınırlandırılmasının ölçütleri:
a. Kanunca
öngörülmelidir
b. Demokratik
toplumca öngörülmediği sürece sınırlama olmamalıdır
Eğer
toplantıya ve yürüyüşe herhangi bir müdahile olacaksa bu orantılı şekilde
olmalıdır.
Somut olay bakımından
değerlendirme:
Eğer
bir toplantı geçirilecekse ve bu toplantı genel kamu açısından bir saldırı ve
tehlike niteliğinde değilse bu zaman devlet adına hareket eden yetkili
makamların herhangi bir müdahalesi bulunmamladır. Eğer bu durumda müdahile
olursa bu toplantı ve gösteriyi düzenleyenlerin hakları ihlal edilmesine neden
olur. İnceldiğimiz olayda, başvuranlar barışçıl toplanma haklarını serbest
şekilde kullana bilmediklerinden dolayı hakları ihlal edilmiştir.
Olayda devletin müdahalesi
kanunla öngörülmüştür( Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanunu, 22.ve 24.m ). Göstericiler barışçıl nitelikte toplantı ve
gösteriş yapmak isterken, devletlerin üzerine bazı yükümlülükler düşür: a) hakkın
kullanımına ilişkin makul olmayan sınırlamalar getirmemeli, b) hakkın etkin
kullana bilmesini sağlamalıdır. Ancak herhangi bir ulusal güvenlik söz konusu
olduğu zaman bazı sınırlamalar yapıla bilir ki, hakkın özüne zarar gelmemelidir.
Bu olayda, polis istihbarat bilgileri esasında böyle bir tehlikenin olduğunu
ileri sürmüş ve toplantıyı engellemeye çalışmıştır. Ama burada dikkati çeken
önemli noktalardan biri polisin bu sınırlamayı toplantı başlamadan yapmasıdır.
Öyle ki, bayrama geçilen günün ilk zamanlarında toplantı için insanların
ulaşmak istediği taşıtların faaliyeti durdurulmuştur. Bu kendiliğinden toplantının
barışçıl mı yoksa saldırı niteliğinde olduğunu belirlemeden atılan ilk adımdır
ve insanların toplantı hakkının özüne dokunulmuştur. Devlet resmileri
toplantıyı başka yerde yapmaları için yer önerseler de burada da bir sorun var.
Mesela devletin önermiş olduğu yer vatandaşların ulaşımı için zor veya toplumun
dikkatini çekmeyecek nitelikte bir yer ola bilir. Ne kadar ki, devletin elinde
toplantı zamanı ulusal güvenliğin bozulmasına ilişkin raporlar olsa da, hakkın
özüne dokunulmamalıdır ve toplantı başlamadan böyle müdahilde bulunması bu
hakkın ihlaline neden ola bilir. Öyle ki, eğer herhangi bir sınırlandırma
yapılacaksa, tehlikenin olduğuna ilişkin varsayımlar şüphe doğurmayacak şekilde
olmalıdır. Varsayımsal riskler barışçıl toplanma özgürlüğünün sınırlandırılması
için meşru gerekçe olarak kabul edilemez. Olay bakımından göstericilerin kamu
düzeni için bir tehlike oluşturacağı resmi makamlar tarafından tam olarak
belirlenmemiştir.
Orantılılık meselesi:
Dikkat edildiği zaman, polisin müdahalesi kutlama yapılmadan başlanmıştır ve bu
müdahalelerde gaz bombası kullanılmıştır. Gaz bombası insanların sağlığı için
zararlı olduğundan ve bazı göstericilerin hastaneye sığınmalarına rağmen bunun
devam etmesi yetkili şahısların orantısız biçimde hareket etmesini gösterir.
Toplantının tarafların kendi irade beyanları ile durdurulmasına rağmen
göstericilere karşı bazı uygulamalar devam etmiştir ki, bu da devletin
orantılılık biçiminden uzak olarak hareket ettiğini gösterir.
Toplantının önceden izin alınıp alınmamasına ilişkin: Burada söylemek gerekir ki, her ne kadar toplantı düzenleyecek insanlar toplantının düzenlemesi için önceden izin almaları gerekirken, bunu yapmasalar bile, yetkili makamlar onların bu tutumunu hoşgörü ile karşılamalı ve herhangi bir tehlike yaratmadan bunu önlemeye çalışılmalıdır. Söz konusu olayda, toplantı düzenlemek isteyenler, sabahın erken saatlerinde izin almadan toplanmışlardır. Ama yetkili makamlar bunu hoşgörü ile karşılamamış ve onlara karşı bir sıra yaptırımlar uygulamıştır ki, bunlardan bazıları onların hayatları için tehlike doğurmuştur. Bu bakımdan devlet toplanma hakkının özüne dokunarak göstericilerin hakkını ihlal etmiştir.
Toplantının önceden izin alınıp alınmamasına ilişkin: Burada söylemek gerekir ki, her ne kadar toplantı düzenleyecek insanlar toplantının düzenlemesi için önceden izin almaları gerekirken, bunu yapmasalar bile, yetkili makamlar onların bu tutumunu hoşgörü ile karşılamalı ve herhangi bir tehlike yaratmadan bunu önlemeye çalışılmalıdır. Söz konusu olayda, toplantı düzenlemek isteyenler, sabahın erken saatlerinde izin almadan toplanmışlardır. Ama yetkili makamlar bunu hoşgörü ile karşılamamış ve onlara karşı bir sıra yaptırımlar uygulamıştır ki, bunlardan bazıları onların hayatları için tehlike doğurmuştur. Bu bakımdan devlet toplanma hakkının özüne dokunarak göstericilerin hakkını ihlal etmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder